Dünyanın levha tektoniği, volkanik patlamalar ve göktaşı çarpmalarına ek olarak, fırtınalar da depremleri tetikleyebilir. Son zamanlarda keşfedilen tek fenomen olan “fırtına titremeleri”, son 15 yılda yalnızca Kuzey Amerika çevresindeki denizlerde yaklaşık 10.000 sarsıntıya neden oldu.

Tallahassee (ABD). Depremler en yaygın olarak Dünya’nın dış kabuğundaki tektoniklerden kaynaklanır ve levha sınırlarında kayaların kırılmasına neden olur. Diğer nedenler arasında volkanik patlamalar, göktaşı çarpmaları, toprak kaymaları ve patlamalar, aynı zamanda jeotermal sondaj sırasında Güney Kore’de güçlü bir depremi tetikleyen Pohang EGS projesi gibi insan yapımı olaylar yer alıyor.

Florida Eyalet Üniversitesi’ndeki araştırmacılara göre şiddetli fırtınalar da depremlere neden olabilir. Şu anda Jeofizik Araştırma Mektupları dergisinde sunulan bu keşifle ilgili ilk şüpheler, 2012’de Sandy süper fırtınası sırasında, çok sayıda sismolojik ölçüm istasyonunun, fırtınanın doğu kıyısındaki hareketi boyunca iki ila üç büyüklüğünde deprem sarsıntıları kaydettiğinde yapıldı. ABD Sarsıntıları, etkisi deniz tabanına kadar ulaşan fırtınanın muazzam enerjisi tetikledi.

15 yıllık okyanus sismik ağ verileri değerlendirildi

Storm Sandy’nin tetiklediği depremlerin münferit bir vaka olup olmadığını araştırmak için Wenyuan Fan liderliğindeki bilim adamları, 15 yıllık bir süre boyunca çeşitli okyanus bölgelerinden sismik okyanus ölçüm ağı verilerini analiz ettiler. Sıralamaları ve şekilleri bakımından geleneksel depremlerden farklı olan sarsıntıları aradılar.

Daha önce bilinmeyen sözde fırtına titreme fenomeninin sık sık meydana geldiği ve 15 yıl içinde yalnızca Kuzey Amerika kıtası çevresindeki denizlerde yaklaşık 10.000 depremi tetiklediği ortaya çıktı. Bilim adamları, tektonik sarsıntıların aksine fırtına sarsıntılarının bazen birkaç gün sürdüğünü ve sıklıkla Rayleigh dalgalarıyla birlikte meydana geldiklerini görmek için tarihsel verileri de kullanabildiler.

Birkaç odak noktasına odaklanma

Çalışma yazarlarına göre, “bu fırtına titremeleri, jeolojide varlığı daha önce tamamen bilinmeyen, yeni tanımlanmış bir fenomendir”. Ölçüm verilerinin değerlendirilmesi, fırtına sarsıntılarının hareketinin de fırtınaları takip etmesine rağmen, sarsıntıların esas olarak okyanuslarda Richter ölçeğine göre 3,5’ten büyük sarsıntıların ulaştığı birkaç odak noktasında yoğunlaştığını gösterdi.

Deniz yatağına bağlı olarak fırtına sarsıntılarının kaynağı

Ölçüm verilerinin değerlendirilmesine göre, fırtına sarsıntılarının oluşumu öncelikle fırtına şiddetine bağlı olmayıp, deniz tabanının topografyasından etkilenmektedir. Bu nedenle, fırtına depremleri özellikle Meksika Körfezi’nde ve Florida ve New England kıyılarında yaygındı, ancak Meksika açıklarında ve Georgia ile New Jersey arasındaki ABD Doğu Kıyısında yaygın değildi.

Sıklıkla etkilenen bölgelerin analizi, fırtına titremelerinin özellikle düz deniz yataklarına sahip bölgelerde meydana geldiğini gösterdi. Bunun nedeni, fırtınanın enerjisinin oradaki deniz tabanına özellikle iyi bir şekilde aktarılabilmesidir. Ayrıca bu bölgelerin özelliği uzun ve bazen durgun dalgalardır.

Fan’ın açıkladığı gibi, “bu yeni fenomen, sadece yer kabuğunda değil, okyanusta da deprem kaynaklarımızın olduğunun altını çiziyor.” Şimdi daha ileri çalışmalar, hala açık olan sorulara cevap getirmeli ve hangi dalgaların fırtınanın enerjisini tam olarak yer altına ilettiğini ve hangi yapıların özellikle güçlü fırtına sarsıntılarını tetiklediğini açıklamalıdır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir